Haziran 23, 2015

SİZİN DİNOZORUNUZ HANGİSİ?



Daha düne kadar portakala "porkatal", lavobaya "lalabo", müfettişe "müteffiş" diyen oğlumun şu dinozorların Latince isimlerini nasıl olup da hatasız telaffuz edebildiğine olan şaşkınlığım geçmeden, hala neden kedi-köpek değil de dinozor diye düşünürken ve okul derslerinde gösteremediği başarıyı dinozor testlerinde kaydetmesini ibretle izlerken kendimi yeni bir dinozor sağanağının içinde buldum...Bizlerin hayatına 1993 yılında Steven Spielberg'in yönettiği ve daha sonra 2 devam filminin daha çekildiği Jurassic Park ile giren dinozorların artık çocuklarımızın ve hatta torunlarımızın hayatında da vazgeçilmez bir yer edineceklerine kesinlik kazandıran Jurasic World'u izledik oğluşumla karne hediyesi olarak... Ve şimdi hayatımızda gerçek olan onlarca türü yetmiyormuş gibi bir de nur topu gibi Indominus Rex adında hayali bir dinozorumuz var. 

AMAN TANRIM !

Günaydınlar,

Epeydir bloğumu ihmal etmişim. Ama bu gün bombardımana başlıyorum. Bir Diyet, bir Okuduklarım bir İzlediklerim bir de Yaptıklarım borcum var sizlere. Hatta yetiştirebilirsem canım anneciğimin ilk öyküsünü de paylaşacağım...

Biliyorum bahane değil ama insan sağlığı ile uğraşmaya başlayınca diğer tüm şeyleri ihmal edebiliyor. Affınızı diliyor ve bir daha olmayacağına söz veriyorum desem, tutabilir miyim acaba? 

Sevgiyle kalın deyip bu günkü yazılarımı hazırlamak için müsaadelerinizi istiyorum. 

Haziran 16, 2015

ZAMANI BOŞA GEÇİRMEK, YAŞAMI BOŞA GEÇİRMEKTİR.

Merhabalar,

Vaat ettiğim ikinci yenilik ile karşınızdayım. Artık yaptıklarım etiketi altında sizlerle ürettiğim şeyleri paylaşacağım. El işi yapmaya ne zaman başladım tam olarak hatırlamıyorum. Hatırladığım annem her zaman dantel örer, halam iğne oyası yapar, babaannem ise tülbent kenarı işlerdi. Büyüdükçe bunlara havlu kenarları, yastık başları, yatak dantelleri vs vs eklendi gitti. İlk tığı veya şişi elimize kim verdi ne zaman verdi inanın hatırlamıyorum. Ama babaannem ile yaşlı komşu teyzelerin ipi boyunlarına dolayarak örgü örmeleri, örgü örerken sobanın sıcağından bir süre sonra uyuklayıp hatta küçük küçük horuldamaları hala güzel birer anı olarak sızlatır içimi...

Profesyonel anlamda ise ilk el işimi lisede ev ekonomisi dersinde yaptım. Belki para değildi emeğimin karşısında kazandığım ama ders notu da fena bir ödeme türü sayılmazdı hani.. O derste yaptığım mutfak dolabı için hazırladığım örtüleri ne yaptığımı hatırlamıyorum ama buzdolabı örtüsü ve çanta yanda beğenilerinize sunulur efendim...

Liseden sonra epey bir müddet ara verdim el işine...Üniversitede dersler, iş hayatında müfettişlik derken mümkün olmadı bir şeyler üretmeye vakit ayırmak...Aslında şimdi baktığımda stres atmak için ne güzel bir yolmuş da kullanmamışım diye hayıflanmıyor değilim. Ama oğlumun doğumu ile yeni bir hobi edindim kendime: Puzzle. Şu anda evimizde tam 14 adet puzzle'ımız var ve yapılmayı bekleyen 4 adet daha. Puzzle yapmak da en azından el işi yapmak kadar mükemmel bir uğraş ve onları da sizinle paylaşmayı planlıyorum. 


35. yaş günümde ablamdan aldığım hediye tablolar ile ise hayatıma yeni bir sevda katıldı: Etamin...Ve anneme hediye etmek için başladığım tablo ile bir daha hayatımdan çıkaramayacağımı düşündüğüm harika bir uğraşım oldu...Etamin bana uğraşın ötesinde ölmeden önce yapmaya kendime söz verdiğim yepyeni bir hedef de kazandırdı. İnşallah günün birinde bunu da gerçekleştirdiğimi sizlerle paylaşabilirim. 




Haziran 15, 2015

ALAMUT 4: NİZAMÜLMÜLK


"DEVLET KÜFÜRLE DEĞİL, AMMA ZULÜMLE YIKILIR"


Adı "Devletin Düzeni" anlamına gelen“Nizamülmülk” kavramı ile bütünleşmiş ve yukarıdaki sözüyle meşhur ünlü devlet adamının asıl adı, Hasan b. Ali b. İshak’tır. Onuncu yüzyılın ortalarından itibaren İran ve Mezopotamya’yı fethederek, buraya yerleşen ve 11. yüzyılın ortalarında gücünün doruğuna ulaşan Selçuklu Devleti’ne tam 29 yıl vezirlik yapmış büyük bir devlet ve siyaset adamıdır. Miladi 1018 yılında Tus Şehrinde doğmuş ve iyi bir eğitim almıştır. Bu eğitimini İran’ın büyük şair ve bilgini Ömer Hayyam ile kahramanımız Bâtınî tarikatının kurucusu Hasan b. Sabbah ile birlikte görmüş olmasının rivayet olduğunu doğum tarihleri nedeniyle artık biliyoruz.  Siyasi kariyerine Gazne Devleti’nin Horasan genel valisi Ebu’l- Fazl Suri’nin yanında başlayan Nizamülmülk, 1040 yılında Dandanakan Savaşı’nın ardından Selçukluların hizmetine girmiştir. Alparslan’ın 1064 yılında Selçuklu Sultanı olmasıyla yıldızı parlayan Nizamülmülk, vezirlik makamına kadar yükselmeyi başarmıştır. Alparslan’ın ardılı olan Melikşah döneminde de (1072–1092) vezirliğe devam etmiş ve bu dönem Nizamülmülk'ün akıllı, tedbirli ve adaletli idaresi sayesinde  Büyük Selçuklu Devleti'nin en parlak ve en şanlı devri olmuştur. 

Haziran 13, 2015

ACI, GURUR, ENDİŞE, MUTLULUK...HAYAT TAM DA BU DEĞİL Mİ?

Merhabalar,

Hastahane işleriydi, seçimdi, karne heyecanıydı, mezuniyetti derken epeydir ihmal ettim bloğumu... Bu gün de çok dişe dokunur bir şeyler paylaşacağımı söyleyemem ya...Biraz can sıkıntısı, ama bolca mutluluk ve gurur dolu günlerdi benim için...

Can sıkıntısı doktorlardan gelen haberler ile ilgili. 23 nisan tatilinde ayak başparmağımda oluşan sıkıntının bir türlü geçmemesi nedeniyle gittiğim hastahaneden biyopsi randevusu ile dönünce biraz canım sıkıldı açıkcası. Bir de smear testi ve mamografide izlenmesi gereken bir iki olumsuzluk bildirilince hepten bozuldum...Taa ki bu gün konuştuğum bir kadın doğumcu arkadaş çok fazla endişelenecek bir şey olmadığı konusunda beni rahatlatıncaya kadar... 

Bunlardan bahsetmek güzel değil...Önemli olan oğluşumun ilkokulu bitirmiş olması...Önce mezuniyet balosuna hazırladık kendisini...Ceketi ve kravatıyla o kadar büyümüş göründü ki gözüme...Bir kez daha oğlan annelerinin evlatlarını gelinleri ile neden paylaşamadığını anladım...Çünkü biz sadece anne değil aynı zamanda aşığıyız oğullarımızın...Tıpkı kendi yarattığı heykele hayran kalan heykeltraşlar gibi... Bu nedenle ilgilerini, sevgilerini başka bir kadınla paylaşmak zor geliyor...Kıskanıyoruz var mı ötesi...Kızlarımızı, yüreklerinin başka bir erkeğe ait olduğunun kabulü ile büyütüyoruz ama oğullarımızın kalbinin başka bir kadına ait olduğu gerçeği ağır geliyor bize...

Cuma günü ise karnesini aldık, yanında takdir belgesi ile...Umarım hayatı boyunca hep onur duyacağı işlere imzasını atar canışım...Sizleri bilmiyorum ama benim göğsüm sıkışıyor böyle zamanlarda...Herhalde hislerimin yoğunluğu ağır geliyor yüreğime...Bi kaç damla gözyaşı akıtmadan da rahatlayamıyorum...Dilerim hayat hep böyle güzel anılar bıraksın kalbimizde...

Haziran 03, 2015

ANNEM / GELME EY ECEL!



"Cahil cahil konuşma doktor! İnsanın babası ölür mü?" demişti Kardeş Payı'nın bir bölümünde Murat Cemcir'le Ahmet Kural...Baştan sonuna kadar hüngür hüngür ağlayarak izlediğim dizi paramparça etmişti beni o gece...Deyim yerindeyse böğrüme öküz oturmuştu sanki...En sevdiğimiz insanlara ölümü kondurmanın ne kadar zor olduğunu o kadar güzel anlatmışlardı ki...

Bu gün annemin yazdığı şiirlerin ilkini sizlerle paylaşmak için bilgisayarın karşısına geçtiğimde ve o güzel elyazısı ile kaleme aldığı "ÖLDÜĞÜMDE" başlıklı şiirini görünce de aynı ürperti dolaştı bedenimde ve aynı ağırlık çöktü yüreğime...

THE İMİTATİON GAME: ENİGMA


BAZEN KİMSENİN HAYAL EDEMEDİĞİ ŞEYLERİ, HAYAL EDİP YAPABİLEN İNSANLAR VARDIR... 

Filmi vizyonda olduğu dönemde izleme fırsatı yaratamamıştım kendime. Hatta sinemaya gittiğim gün tercihimi Whiplash'den yana kullanmıştım. Ama hiç pişman değilim! Tabii bu yargı kesinlikle Enigma'nın kötü bir film olmasından değil tamamiyle Whiplash'e olan hayranlığımdan kaynaklıyor. Whiplash hakkındaki görüşlerimi daha önce paylaşmıştım sizinle, dün ise Enigma'yı izledim D-Smart'ta ve insanların kendilerinden farklı yaşantıları olan insanlara karşı ne kadar acımasız olabildiklerine yeniden tanık oldum. O kişi binlerce hatta milyonlarca insanın yaşamını kurtaran bir dahi de olsa. Sizlere de çookkk tanıdık gelmiyor mu?

Haziran 01, 2015

ALAMUT-3: İSMAİLİYYE NEDİR?

İSLAMİYETTE BÖLÜNME 

Hasab Sabbah'ı anlamak için önce İsmailiyye'yi anlamak, onu anlamak için ise Şiiliği anlamak gerekir. Bu da bizi İslamiyet'in en acı olayına Kerbela'ya kadar götürür. Kerbela'yı anlamak için ise Hz. Ali'yi bilmek gerekir. 

Peygamberimiz Hz Muhammed'i diğer peygamberlerden farklı kılan en önemli özelliklerinden biri de insanlara kendisinin onlardan hiçbir farkının olmadığını, sadece bir insan olduğunu sürekli vurgulamış olmasıdır. Yine de O'nun ölümüne hazırlıksız olan Müslümanlar vefatından sonra büyük bir boşluk yaşamışlar ve yerine imam olması gereken kişi hakkında ihtilafa düşmüşlerdir. Şu anda İslam dünyasının paramparça olmasının kökenleri işte bu ihtilafa dayanır. Peygamberimizin vefatından önce vekili olarak damadı ve yeğeni Hz. Ali'yi tayin ettiğine inanan Hz. Ali şiaları (taraftar anlamına gelmektedir.) ile Hz. Ebubekir ve devamındaki halifelerin meşruluğunu kabul eden diğer Müslümanlar arasında tarih boyunca gerek siyasi gerekse dini açıdan mücadeleler devam edecektir.