“Eğer bir kıza doğru ayakkabıyı verirseniz, o dünyayı bile fethedebilir.”Marilyn Monroe
Çocukluğumuzun bayramlarının en büyük heyecanı sabah başucumuzda uyandığımız yuvarlak burunlu, alçak topuklu, bilekten ya da ayağın üst kısmından atkılı, kırmızı veya siyah ama illa ki parlak ayakkabılarıydı.
O ayakkabıların bir kız çocuğu için ne kadar
önemli olabileceğini Anna Davis’in Ayakkabı Kraliçesi kitabını okuyunca
anladım. Benim için ayakkabı hiçbir zaman bir tutku olmadı. Renkleri ve
modelleri beni cezbeden çok ayakkabı oldu ama ihtiyacım olmadığı halde aldığım
ayakkabı sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu nedenle hemcinslerimdeki
ayakkabı tutkusu benim için hep bir anlaşılmazdı. Bu roman sayesinde tutkunları
için bir ayakkabının neden asla sadece bir ayakkabı olmadığını anladım.