Mayıs 14, 2015

ABDESTLİ KAPİTALİZM

"ÖNCE EKMEK GELİR, SONRA AHLAK!" Bertolt Brecht 

Wikipedi şöyle tanımlıyor: " Kapitalizm, özel mülkiyetin, üretim araçlarının büyük bölümüne sahip olduğu ve işlettiği; yatırım, gelir dağılımı , üretim, mal ve hizmet fiyatlarının arz ve talebin buluştuğu piyasa ekonomisi tarafından belirlendiği sosyal ve ekonomik sistemdir." Bu kapitalizmin "yersen" tanımı ama işin "özü" şu:  




Kanımca, resimdeki utancı sadece o üç kişinin değil bütün insanlığın paylaşması gerekir. Ama en çok utanması gereken Müslümanlardır. Çünkü biz "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden infak ediniz" diyen; kafirlerin " Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız?" sorusuna "Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz" yanıtını veren ( Yasin, 47) ve "Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz" ( Al-i İmran, 92) buyuran bir dinin mensuplarıyız...
Ama ne yazık ki dinimiz bu gün kapitalizmin kendisini meşrulaştırmak için kullandığı araçlardan biri haline dönüştürülmüştür. Ve bunu yapanlar yine bizim içimizden hocalar, İslam bilginleri, tabii ki politikacılar ve sermaye sahipleridir. 
Özellikle, şu günlerde asgari ücrete yapılacak zam veya emeklilere yılda 2 defa verilecek bir maaş ikramiye vaadi için kaynak vardı yoktu polemiklerinin yoğun yaşandığı bir dönemde, eline Kutsal Kitabımızı alıp miting alanına çıkanların ya da türbanımızla bizleri özgürleştirdiğini savunanların, bir salon dolusu kapitaliste " Şimdi bu asgari ücret arttığında devletin cebinden hiçbir şey çıkmayacak. Nereden çıkacak? Sizlerin cebinden çıkacak. Diyelim asgari ücret 100 TL arttı. Bunu siz vereceksiniz. Devlet değil, siz. Bunun yol açacağı sonuçlar belli. İhracatçılar olarak siz de etkileneceksiniz. O yüzden bu konuda tutumunuz net olmalıdır." ( Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi) diye seslenmesi bunun hangi boyutlarda olduğunun çok net göstergesidir.
Bizler ise, bu suça "Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, neden rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor? Allah'ın nimetlerini mi inkar ediyor bunlar?" ( Nahl Suresi, 71 Ayet) seslenişine kulağımızı tıkayarak iştirak etmekteyiz. Uzak veya yakın çevremizde bir çok muhtaç insan varken, kurban adına kesip derin donduruculara attığımız etler...Onca sefalete rağmen hac için harcadığımız milyonlar...40 ta 1 zekatını vererek AKladığımız cipler, evler, katlar, yatlar...Açlık her yerde kol gezerken altına dükkan da yapmayı asla ihmal etmediğimiz cemaat sayısından fazla sayıdaki camiler...Öksüz ve yetimlere değil ama cüppeli ve sarıklılara "dava" adına bağışladığımız paralar...Orta halli bir ailenin mutfak masrafından fazla para ödediğimiz başörtüleri, ayakkabılar, elbiseler...Baldan tatlıdır diyerek vazgeçemediğimiz faiz için uydurduğumuz katılım bankaları, kar payları...
İşte, Abdestli Kapitalizm adlı kitabında Eren Erdem bizlere, kapitalizm denen sömürü sistemi ile İslamiyet'in neden bağdaşamayacağını, din sömürücülerinin "İslam'ın toplumcu yüzünü katlederek, onu nasıl sadece bir pusu kurma aracı haline dönüştürdüklerini" anlatıyor. Ve diyor ki: " Abdestli Kapitalizm bir şirk dinidir. Çünkü şirk, kelime anlamı itibari ile 'bir mala iki kişinin sahip olması demektir.' Dolayısı ile Allah'ın, yani halkın malını gasp edenler, Kuran'ın diline göre şirk ehlidir. Abdestli Kapitalizm, Allah ve Peygamber'e yalan isnad etmek suretiyle oluşturulan emperyalist bir ideolojidir. Bağlı olduğu odakların genel çıkarlarını koruma adına, dinin içeriğini tersyüz etme mücadelesi veren, sosyo-ekonomik bir hegemonyadır. Mutlak dindarlık iddiası ile faaliyet yürütürler. Ancak bilinmelidir ki, Abdestli Kapitalizmin mimarı bizzat Haçlı Emperyalizmidir. (......) Bu gün, emperyalizm ile çelişmeyen bir İslam algısı egemen ise, bu tamamen Abdestli Kapitalizmin eseridir. Çünkü, pratik düzlemde yaşama dikte ettiği din algısı, 'okumanın, sorgulamanın ve düşünmenin yasak olarak kabul edildiği' bağnaz bir putperestlikten ibarettir."  

Bu kitap için sadece "İyi okumalar" demek yetmez; aynı zamanda "İyi düşünmeler" de demek gerekir. 



4 yorum:

  1. sosyal medyada dolaşanları bile okumadan, okuduktan sonra "aslı var mı " diye düşünmeden, araştırmadan paylaşanların çoğunlukta olduğu bu zamanda okuyan var mıdır ki bu kitabı....keşke yazar "bu kitabı okumayan bizden değildir", " Allah'ı seven ve bu kitabı okuyan 1 milyon kişi var mıdır?" ya da " İsrail ürünlerini boykot edelim Türk kitaplarını okuyalım" şeklinde yazsaymış kitap arka kapağına...bu arada yine harika bir yazı :)

    YanıtlaSil
  2. yemek yanacak ama yerimden kalkamadım, muhteşem bir yazı olmuş gerçekten. düşünüpte lügatımın yetmediği cümleler. bence harikasın, bu kitabıda kısa zamanda edinmeliyim...

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim güzel yorumlarınız için. İnsanın vicdanı sızlayınca kelimeler taa yüreğinin en dibinden dökülüveriyor işte...

    YanıtlaSil
  4. Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı

    tus forumlarında “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”

    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
    Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
     bundan çıkan anlatılan ve ya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı.. tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini  maddi güç ve fethullah gülen fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt dava yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına  saygı duyulmalı ancak ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçuk biricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesinde ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum .
    ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden hak arıyor tarzı kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekili Prof.Dr. ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları, iletişim  ve irtibatlı kişileri ali veli halil bilal isa musa sema esma ayşe fatma fatih burhan nurhan orhan muharrem mükerrem naim saim rabia safiye nazife hafize binnur zinnur rahmi rahim adları her kimse kimdir bunlar bulunmalı ve hala ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
     seffaf olmasi gereken kurumların  kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi
    Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?

    YanıtlaSil