Mart 20, 2015

MERHABA / OKUDUKLARIM


Seçtiğimiz kitabın an itibariyle 147. sayfasındayım. Tam 25. öyküdeyim...Kayınvalideler konusuna çok ışık tutan öyküler değil bunlar...Annelerin bize yabancı bir kültürde yetişmiş olmalarının sanırım payı var bunda...Öykülerde bahsedilen ilişkilerin belki çok daha derinlikli olanına aynı yayın evi tarafından basılan aynı editöre ait Anneler ve Kızları kitabında yer verildiğine neredeyse eminim. Lakin kız ya da erkek çocuk yetiştirme üzerine çıkarabileceğimiz önemli dersler de yok değil kitapta...Örneğin, Hareket Emri isimli öykü...Çocuklarımızı nereye kadar kanatlarımızın altında taşıyabileceğimiz ile ilgili sıcacık bir ders biz annelere...


Öykü, oğlunu koleje (bizde üniversite gibi düşünebilirsiniz) teslim eden bir annenin kabul töreninde yaşadıklarını anlatıyor. Sadece Afrikalı Amerikalı erkeklerin kabul edildiği kolejin dekan yardımcısı hoş geldiniz konuşmasında yeni kabul edilen öğrencilerden ebeveynlerine şu şekilde seslenmelerini istiyor:

" Ben ..... benim için yaptığın fedakarlıkları anlıyor ve takdir ediyorum...Ve seni gururlandıracağım...Ama umduğun ve dua ettiğin gibi bir insan olabilmem için şimdi lütfen BENİ BIRAK" 

Ve ebeveynlerden de şunu söylemelerini istiyor:

" Oğlum seninle çok gurur duyuyorum. Ve seni resmen BIRAKIYORUM."

Bizim kocalarımızın, anneleri ve bizimle yaşadıkları problemlerin kaynağı tam da bu değil mi? 40 yaşına da gelseler yakalarını bırakmayan, kendi olmalarına izin vermeyen, her yaptıklarını dünyanın en büyük başarısıymış gibi karşılayan böylelikle "kendi" alkışlarına bağımlı insanlar yetiştiren anneleri. 

Kütüphanemdeki diğer bir kitabın adını paylaşacağım sizlerle konuya nokta koymak babında...Şöyle koymuş kitabının ismini Ahmet Şerif İzgören: "SÜPERMEN TÜRK OLSAYDI PELERİNİNİ ANNESİ BAĞLARDI".   
  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder